Anonimlik Tehdit Değil Çevrimiçi Özgürlüktür Çünkü Mahremiyet Lüks Değil Temel Bir Haktır
Eagle Kensington benim Gerçek ismim değil, ama dijital dünyada kendimi tanımlamak için kullandığım, yıllardır benimsediğim bir kimlik. Çünkü burada adımla değil, fikirlerimle var olmak istiyorum. İsmimi gizlemeyi seçtim çünkü anonimlik benim için yalnızca dijital bir tercihten ibaret değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi, bir korunma yolu, bir ifade alanı. Bugün internette yazı yazan, paylaşım yapan ya da sadece bir yorum bırakan birinin bile, yeterince bilgi birikimi olan herhangi biri tarafından izlenebilmesi mümkün. Bir kullanıcı adı, bir IP adresi, bir fotoğraf, bir alışkanlık… Bunların her biri dijital kimliğin parçaları ve kötü niyetli biri için adım adım gerçek hayata uzanan bir ipucu olabilir. Ben bu ihtimali hiçbir zaman hafife almadım. Türkiye’de ya da dünyanın birçok yerinde, kişisel veriler çok kolay şekilde sızdırılabiliyor. Panel adı verilen sistemler, veri sızıntıları, sosyal mühendislik ve açık arama motorları aracılığıyla bir kişinin adresine, telefon numarasına, hatta ailesine kadar ulaşmak mümkün hale geliyor. Bunun farkındayım. Bu yüzden adımı kullanmıyorum. Çünkü anonimlik, bazıları için bir tercih olabilir ama benim için bir zorunluluk. Bir güvenlik duvarı. Bir savunma hattı. İsmimi paylaşmamak beni daha az samimi biri yapmıyor. Aksine, bu satırları yazarken kendimi olduğumdan bile daha çok ifade edebildiğimi hissediyorum. Gerçek ismimle konuştuğumda söyleyemediğim şeyleri, bu satırlarda açıkça yazabiliyorum. Çünkü korkmadan, baskı hissetmeden, yargılanma endişesi taşımadan yazmanın özgürlüğü sadece anonimlikle mümkün olabiliyor. Yazmaya Discord gibi topluluklarda başladım. Orada yazdıklarım daha çok anlıktı. Sorulara cevap veriyor, fikirlerimi paylaşıyor, bazı uygulamaları tanıtıyordum. Zamanla DEV Community ile tanıştım ve yazılarımı daha düzenli, daha kalıcı hale getirmeye karar verdim. İlk yazımı yayınladığımda, birkaç kişinin beğenmesi bile büyük bir motivasyon oldu. Sonrasında bu blog yazıları benim için bir rutinden çıktı; bir hobiye, daha sonra ise dijital benliğimin temel bir parçasına dönüştü. Benim yazdığım şeyler büyük vaatler, iddialı fikirler veya trend konular değil. Ama her biri gerçek. Her biri denediğim, araştırdığım, düşündüğüm şeyler. Özellikle gizliliğe, mahremiyete ve özgürlüğe önem veren araçları anlatmayı seviyorum. Çünkü herkesin mahremiyetini koruma hakkı olduğunu düşünüyorum. Bunu anlatmanın en etkili yolu ise, örnek olmak. Anonimliği savunurken kendi ismimi paylaşmam çelişkili olurdu. İşte bu yüzden, bu yazılar benim için yalnızca bilgi paylaşımı değil; bir duruşun ifadesi. Gerçek hayatta beni en çok kısıtlayan şey zaman. Ama çevrimiçi dünyada bu sınırı biraz olsun aşabiliyorum. Kendime ait bir alan oluşturuyorum. Bu alanın içinde güvenliyim. Ve burada, kimliğimi saklayarak daha özgür hissediyorum. Çünkü anonimlik sadece bir maske değil; aynı zamanda insanların kendilerini daha açık ifade edebildiği bir yüzdür. Belki şu anda bu yazılar çok az kişi tarafından okunuyor. Ama biliyorum ki bir gün birileri bu satırlara denk gelecek. Belki bir sistem yöneticisi, belki bir öğrencisi olan bir öğretmen, belki bir gazeteci, belki sadece daha güvenli yaşamak isteyen biri. Kim olursa olsun, eğer burada anlatılanlardan bir parça alabiliyorsa, bu yazılar amacına ulaşmış demektir. anonimlik bir tehdit değil, çevrimiçi özgürlüktür. Ve mahremiyet lüks değil, herkesin doğuştan sahip olması gereken temel bir haktır.

Eagle Kensington benim Gerçek ismim değil, ama dijital dünyada kendimi tanımlamak için kullandığım, yıllardır benimsediğim bir kimlik. Çünkü burada adımla değil, fikirlerimle var olmak istiyorum.
İsmimi gizlemeyi seçtim çünkü anonimlik benim için yalnızca dijital bir tercihten ibaret değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi, bir korunma yolu, bir ifade alanı.
Bugün internette yazı yazan, paylaşım yapan ya da sadece bir yorum bırakan birinin bile, yeterince bilgi birikimi olan herhangi biri tarafından izlenebilmesi mümkün. Bir kullanıcı adı, bir IP adresi, bir fotoğraf, bir alışkanlık… Bunların her biri dijital kimliğin parçaları ve kötü niyetli biri için adım adım gerçek hayata uzanan bir ipucu olabilir.
Ben bu ihtimali hiçbir zaman hafife almadım.
Türkiye’de ya da dünyanın birçok yerinde, kişisel veriler çok kolay şekilde sızdırılabiliyor. Panel adı verilen sistemler, veri sızıntıları, sosyal mühendislik ve açık arama motorları aracılığıyla bir kişinin adresine, telefon numarasına, hatta ailesine kadar ulaşmak mümkün hale geliyor. Bunun farkındayım. Bu yüzden adımı kullanmıyorum. Çünkü anonimlik, bazıları için bir tercih olabilir ama benim için bir zorunluluk. Bir güvenlik duvarı. Bir savunma hattı.
İsmimi paylaşmamak beni daha az samimi biri yapmıyor. Aksine, bu satırları yazarken kendimi olduğumdan bile daha çok ifade edebildiğimi hissediyorum. Gerçek ismimle konuştuğumda söyleyemediğim şeyleri, bu satırlarda açıkça yazabiliyorum. Çünkü korkmadan, baskı hissetmeden, yargılanma endişesi taşımadan yazmanın özgürlüğü sadece anonimlikle mümkün olabiliyor.
Yazmaya Discord gibi topluluklarda başladım. Orada yazdıklarım daha çok anlıktı. Sorulara cevap veriyor, fikirlerimi paylaşıyor, bazı uygulamaları tanıtıyordum. Zamanla DEV Community ile tanıştım ve yazılarımı daha düzenli, daha kalıcı hale getirmeye karar verdim. İlk yazımı yayınladığımda, birkaç kişinin beğenmesi bile büyük bir motivasyon oldu. Sonrasında bu blog yazıları benim için bir rutinden çıktı; bir hobiye, daha sonra ise dijital benliğimin temel bir parçasına dönüştü.
Benim yazdığım şeyler büyük vaatler, iddialı fikirler veya trend konular değil. Ama her biri gerçek. Her biri denediğim, araştırdığım, düşündüğüm şeyler. Özellikle gizliliğe, mahremiyete ve özgürlüğe önem veren araçları anlatmayı seviyorum. Çünkü herkesin mahremiyetini koruma hakkı olduğunu düşünüyorum. Bunu anlatmanın en etkili yolu ise, örnek olmak. Anonimliği savunurken kendi ismimi paylaşmam çelişkili olurdu. İşte bu yüzden, bu yazılar benim için yalnızca bilgi paylaşımı değil; bir duruşun ifadesi.
Gerçek hayatta beni en çok kısıtlayan şey zaman. Ama çevrimiçi dünyada bu sınırı biraz olsun aşabiliyorum. Kendime ait bir alan oluşturuyorum. Bu alanın içinde güvenliyim. Ve burada, kimliğimi saklayarak daha özgür hissediyorum. Çünkü anonimlik sadece bir maske değil; aynı zamanda insanların kendilerini daha açık ifade edebildiği bir yüzdür.
Belki şu anda bu yazılar çok az kişi tarafından okunuyor. Ama biliyorum ki bir gün birileri bu satırlara denk gelecek. Belki bir sistem yöneticisi, belki bir öğrencisi olan bir öğretmen, belki bir gazeteci, belki sadece daha güvenli yaşamak isteyen biri. Kim olursa olsun, eğer burada anlatılanlardan bir parça alabiliyorsa, bu yazılar amacına ulaşmış demektir.
anonimlik bir tehdit değil, çevrimiçi özgürlüktür. Ve mahremiyet lüks değil, herkesin doğuştan sahip olması gereken temel bir haktır.